Ham kakao, fiziksel sağlığı ve psikolojik rahatlamayı destekleyen bir ‘süper gıda’dır.

Seremoniyel Kakao, sürece dahil olan tüm unsurların onurlandırıldığı bir ham kakaodur. Üretiminde takip edilen geleneksel yöntemlerde ısıl işlem kullanılmamasından dolayı, içeriğindeki zengin besin değerlerini muhafaza eder. Ayrıca tarımından ticaretine, adil çalışma ve kazanç yapısı güdüldüğünden, sadece fiziksel değil ruhsal boyutlarda da en yüksek seviyede deneyimlenir.

Cacao People, binlerce yıldır Güney ve Orta Amerika’da devam eden kakao bitki tıbbının Türkiye’de yayılmasına öncülük etmektedir.

Her canlı gibi Kakao’nun da bir ruhu var. Tıpkı bir insanda olduğu gibi; onun geçtiği yolculuk, onunla yolu kesişen kişiyle ilişkisini etkiliyor. O yüzden özellikle de seremoniyel (yani şifa ve rehberlik) amaçlı aldığımız Kakao’nun, yolculuk hikayesi bizler için daha da önemli. Onun hangi aile tarafından, hangi topraklarda üretildiği, adil ücretle satılıp satılmadığı, aracıların yaklaşımları, taşıyan kişiler, muhafaza edenler, paketleyenler ve onu sunanlar… Her biri seremoninin görünmeyen ama temel parçaları. Bazı seremonilerinde Kübra bunu anlatmak için ona kısaca “İçinde gözyaşı olmayan Kakao” der. 

İşte bu yüzden Cacao People’ın Türkiye’ye ulaştırdığı kakaolarda sadece üretici değil, aracı, taşıyıcı ve sunan kişiler de aynı derecede önemli. Çünkü biliyoruz ki Kakao ne kadar kendi özünü korursa, rehberliğinde de o kadar net bir ayna olur. 

Kakao, kakao ağacında yetişiyor. Bunu bu şekilde söylemeyi seviyoruz. En sevdiğimiz çikolata’nın bir ağaçta yetiştiğini bilmek bizi gülümsetiyor. Bu güzel ağaç, oldukça sıcak, nemli ve aynı zamanda gölgeli ortamları sevdiğinden iklimsel olarak en verimli şekilde ekvatorun 20 derece kuzey ve güney bandında yetişiyor. Düzenli aralıklarla yağan yağmurlara, sulak topraklara gereksinim duymasına rağmen, ana vatanı Güney Amerika’dan Orta Afrika’nın Fildişi sahillerine, Gana ve Nijerya’sına; Güney Asya’da Endonezya’ya kadar tarımı geliştirilmiş. Şu an dünyadaki kakao üretiminin sadece %10’u kakaonun doğduğu topraklardan geliyor. Üretim payını, ucuz işçilik dolayısıyla %80 Afrika’daki yetiştirme alanları elinde tutuyor.   

Theobroma Cacao olarak geçen bu ağaçların yüksekliği 3-10 metre arasında  değişiyor. Daima yeşil kalan yaprakları ortalama 15cm uzunluğunda ve 7cm genişliğinde oluyor. Genç fidanlar 3-5 sene içinde ilk meyvelerini vermeye başlıyorlar. Kakao ağacı, yıl boyunca çiçekler ve meyve verdiği için belirli bir hasat zamanı olmuyor.

Kakao meyvesinin ağacın gövdesinden çıkan çiçeği görülmeye değer. Çiçeklenmesinden sonra da 5-6 ay içinde olgunlaşmaya başlıyor. Uzunlukları 20cm civarında olan ve şekil olarak beyzbol topunu andıran bu kalın kabuklu meyvelerin olgunluğu geldikleri büyüklükle değil, kabuklarının olgunlaşmasıyla anlaşılıyor.

Her meyvenin içinden, tatlı özüyle sarmalanan bademi andırır şekilde 30-50 adet arasında çiğ kakao çekirdeği çıkıyor. Biraz sümüksü bir yapı içindeki bu çekirdekler, elle meyvenin sert kabuğundan ayrılıyor.

Bu çekirdekler, kapalı kutularda 5-7 gün arası fermantasyona bırakılıyor.

Fermantasyonun ardından büyük bir özenle muz yaprakları veya matların üzerine serilerek bir hafta güneşte kurutulur. Sonrasında sadece içindeki yağın ve lezzetin biraz daha ortaya çıkartmak için hafif ateşte kavrulur. Bu, sonrasında çekirdeklerin kabuklarının daha kolay çıkartılmasına da yardım eder.

Elle, ince kabularından ayrılan kakao çekirdekleri bizdeki soğuk sıkım yöntemine benzer şekilde, ezilerek sıvı hale getirilir.

Fotoğraftaki taş tezgah geleneksel bir yöntemdir. Şu anda aile üretimlerinde bile basit makina düzenekleri kullanılıyor.